Türkiye’nin ‘not’la imtihanı

MDN İstanbul

17 Aralık Rüşvet Yolsuzluk Operasyonu ile başlayan ve 30 Mart yerel seçimleri nedeniyle zirveye çıkan siyasi tansiyonun ekonomiye etkileri kurda ve diğer finansal piyasalarda kendini hissettirirken, seçimlerin ardından Nisan ayında Türkiye’yi önemli bir sınav daha bekliyor

Finansal kuruluşlar uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının nisan ayında Türkiye değerlendirme raporlarını açıklayacak olmasından dolayı bekleyiş içindeler. Her ne kadar bu kuruluşlar raporlarını nisan ayında açıklayacak olsalar da, şubat ayından bu yana basına yansıyan açıklamalar Türkiye için hiç de iç açıcı gözükmüyor. Ekonomistlerin büyük çoğunluğu, nisan ayında Türkiye’nin kredi notu düşmese de, not görünümlerinde bir düşüş yaşanmasının sürpriz olmayacağı görüşündeler. Mart ayı sonunda Standard and Poors’un Brezilya’nın notunu bir basamak kırması, Türkiye’nin kredi notu için öngörüde aşağı yönlü revizyon yapılabileceği yorumlarını da destekler nitelikte.

Fitili S&P ateşledi
Peki ekonomistleri bu beklentiye iten neden ne? Şimdi isterseniz adım adım bunun nedenlerini hep birlikte inceleyelim. 17 Aralık operasyonu artan siyasi tansiyonla birlikte dolar ok gibi fırlarken, borsa da tepe taklak olmuştu. TL’de yaşanan ve yüzde 20’lere varan artışın ardından Türkiye ekonomisine yönelik endişelerde yüksek sesle dile getirilmeye başlandı. İlk olarak S&P Türkiye’nin kredi not görünümünü 7 Şubat’ta olumsuza indirirken kredi notunu yatırım yapılabilir seviyenin bir basamak altında tuttu. Ancak 12 ay içinde olası bir not indirimi için uyardı.
Ardından ikinci uyarı Moody’s’den geldi ve kurum Türkiye’nin önde gelen 10 bankasının not görünümünü düşürmek için izlemeye aldığını açıkladı.

Türk şirketlerinin döviz borcu korkutuyor
Mart ayının son haftasında ise adeta tetiği çeken Fitch oldu. Ftich, Orta Doğu ve Doğu Avrupa bölgesinde yaptıkları stres testlerde olası düşük büyüme, ucuz kur ve yüksek faiz oranlarının en çok Türk şirketleri risk altına sokacağını açıkladı. Türk Lirası kısa sürede yüzde 20-25 değer kaybederken, Türk şirketlerinin 196 milyar dolara dayanan döviz borcu ekonomiyi tedirgin etmeye yetiyor.
Bu borcun yaklaşık 40 milyar doları ise kısa vadeli. Şirketlerin borcu tarafında kırmızı alarm çalarken, Moody’s 25 mart’ta yaptığı bir değerlendirmede siyasi kargaşanın Türkiye’nin dışa olan kırılganlığı artırdığını açıkladı. Kredi derecelendirme kuruluşlarından kısa süre içinde birbiri ardına gelen bu olumsuz değerlendirmeler aslında nisan ayında açıklanacak raporlar içinde bir fikir veriyor. Uzmanlar, not görünümünün düşeceğine kesin gözüyle bakarken, AKP’nin oyunda ciddi bir düşüş gözlenmesi durumunda, tek parti iktidarının devam etmeyeceği düşüncesiyle ise not indiriminin gelebileceğini belirtiyor.
Son olarak da S&P, 27 Mart’ta yayımladığı raporda, yerel politikadaki gelişmeler, yaklaşan seçimler ve FED’in devam eden tahvil alımının azaltımının Türk bankaları için belirsizlikleri artırdığını söyledi.

Bunu Paylaşın