Rekabet mevzuatındaki önemli değişiklikler

MDN İstanbul

Yakın zamanda rekabet hukuku teorisini ve uygulamasını önemli şekilde etkileyebilecek iki taslak mevzuat yayınlanmıştır. Bunlardan biri 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (“Kanun Tasarısı”), diğeri ise Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun İhlali Halinde Verilecek İdari Para Cezalarına İlişkin Yönetmelik Taslağı’dır (“Yönetmelik Taslağı”). Sektörü ilgilendireceğini düşündüğümüz bu mevzuat değişikliği tasarılarının önemli bazı noktalarına kısaca değinmek isteriz.
Kanun Tasarısı ile, Rekabet Kurumu’nun üye seçiminde ve dolayısıyla da yapısında bir değişikliğe gidilmesi amaçlanmaktadır. Söz konusu değişiklikle birlikte, halihazırda dördü Bakanlıklar, biri Yargıtay, biri Danıştay, biri ise TOBB tarafından atanan üyelerin artık altısı Bakanlıklar ve biri TOBB tarafından atanacaktır. Takdir edilebileceği üzere, yapılması planlanan bu değişiklik, Rekabet Kurumu’nun bağımsızlığına ciddi bir zarar verebilecek niteliktedir.
Kanun Tasarısı’nın önemle eleştirilen noktalarından biri, avukatın müvekkiline ait bilgi ve belgelere ilişkin sır saklama yükümlülüğüne aykırı düşebilecek bir düzenlemedir. Rekabet Kurumu’na bilgi ve belge sağlama yükümlülüğü kapsamında, devlet sırrı niteliği taşıyan bilgi ve belgeler haricinde, özel kanunlarda düzenlenen sır saklama yükümlülükleri ileri sürülerek bilgi ve belge vermekten imtina edilemeyeceği düzenlenmiştir. Her ne kadar hükmün düzenlenmesindeki amacın daha çok bankaların BDDK mevzuatı çerçevesindeki yükümlülükleri kapsamında bilgi ve belge vermekten imtina etmesini engellemek yönünde olduğu anlaşılmaktaysa da, hüküm bu haliyle avukatların Avukatlık Kanunu çerçevesinde müvekkillerine ait bilgileri saklama yükümlülüklerini de bertaraf edebilecek niteliktedir. Bu nedenle, pratikte avukatlığın doğasına da aykırı birtakım sonuçlar doğurabilecek olan bu hükmün yürürlüğe girmeden önce değiştirilmesi gerekir.
Kanun Tasarısı’ndaki uygulamada sorun teşkil edebilecek bir başka düzenleme de Rekabet Kurumu uzmanlarının yerinde inceleme yetkisine ilişkindir. İlgili hükme eklenen “her türlü ortamda tutulan veri ve belgeler” ifadesi, amacını aşacak şekilde geniş yorumlanmaya açıktır. Bu ifadeden hareketle ilgili teşebbüs yetkililerinin ya da çalışanlarının özel hayatlarına ciddi anlamda bir müdahale söz konusu olabilir, ki muhtemel bir rekabet hukuku ihlalinin tespiti açısından kişilerin evleri, arabaları üzerinde inceleme yapılması amaca hizmet etmeyecektir. Bu nedenle bu hükümde de değişiklik yapılması şarttır.
Yönetmelik Taslağı’nda yer verilen düzenlemelerin birçoğu ise, ceza hukukunun temel prensiplerinden olan suç ve cezaların kanuniliğine ve yönetmelik hükümlerinin kanuna aykırı olamayacağı hususuna aykırı düşmekle eleştirilmektedir.
Bu düzenlemelerin en önemlilerinden biri, rekabet ihlallerinde teşebbüslere verilecek olan para cezasının hesaplanma yöntemine ilişkin yapılan değişiklik olabilir. Söz konusu düzenlemeye göre, verilecek para cezası teşebbüsün ilgili pazar cirosunun yüzde30’una kadar olan rakamın ihlalin gerçekleştiği yıl sayısıyla çarpılması suretiyle bulunuyor. Burada öncelikle “ilgili pazar cirosu” kavramından ne anlaşıldığının açıklanması gerekir. Ancak bu kavramın tam olarak Türkiye cirosunu mu, ithalat cirosunu mu, dünya cirosunu mu ifade ettiği hususunda çeşitli tartışmalar mevcut. Bu konunun netleştirilmesi kuşkusuz teşebbüsler açısından önem taşıyacaktır. Ayrıca tamamen yeni bir düzenleme olan temel rakamın ihlalin sürdüğü yıl sayısıyla çarpılması uygulaması da tutarsız olabileceği yönünden eleştirilmektedir. Bununla birlikte, rekabet ihlallerinde caydırıcılığın sağlanması açısından bu uygulamanın bir amacının olduğu da söylenebilir.
Yönetmelik Taslağı’nda hukuki belirsizlik doğurmakla eleştirilen bir düzenleme de “rakipler arasında fiyat tespiti, müşteri veya pazar paylaşımı, ihalelerde danışıklı teklif verme, arz miktarının kısılması, her türlü alım ve satım koşullarının belirlenmesi gibi ağır ihlaller” için yüzde30 olarak belirlenen üst hadde yakın bir rakam belirlenmesine ilişkin hükümdür. Burada öncelikle örnekleme yoluyla açıklanmaya çalışılan “ağır ihlaller” kavramının kapsamının net olarak belirlenmesi gerekir. Zira ceza normunun belirli ve açık olması esastır. Ayrıca kesin bir yüzde vermeden üst hadde yakın bir belirleme yapılacağı ifadesi de idareye çok büyük bir takdir yetkisi vermekte ve hukuki belirsizliğe yol açma ihtimalini barındırmaktadır. Suç ve cezanın kanuniliği ilkesine aykırı olmakla eleştirilen bu hükümde büyük ölçüde değişiklik yapılması yerinde olacaktır.
Yönetmelik Taslağı’nda yer alan hükümlerden eleştiriye açık bir başka hüküm de ihlalin tekrarına ilişkindir. Bu düzenlemeye göre, Rekabet Kurumu’nun rekabet ihlali gerçekleştirildiği tespitinden sonra gerekçeli kararın tebliğinden itibaren sekiz yıl içerisinde aynı teşebbüsün yine bir rekabet ihlalinde bulunması halinde verilecek ceza bir katına kadar artırılabilmektedir. Bu hüküm de öncelikle ceza hukukunun temel prensiplerine aykırı olduğu gerekçesiyle eleştirilmektedir. Zira burada yargısal süreç dikkate alınmaksızın, önceki ihlal kesinleşmeden işletilen bir tekerrür düzenlemesi mevcuttur. Halbuki ceza hukukunda tekerrürün söz konusu olabilmesi için önceki suçun işlenmiş olduğunun kesin hükümle sabit olması gerekmektedir. Burada şüphesiz Rekabet Kurulu’nun gerekçeli kararı bu şartı yerine getiremez. Belirtilen nedenle, hükümde değişiklik yapılması önemli bir ihtiyaçtır.
Gerek teoride gerekse uygulamada önemli sonuçlar doğurabilecek olan Kanun Tasarısı ve Yönetmelik Taslağı’ndaki düzenlemeler yer yer caydırıcılık getirdikleri ve bu doğrultuda rekabet ihlallerinde önemli ölçüde azalmaya sebep olabilecekleri yönünden uygun bulunmakta, yer yer ise hukuki güvenlik ve kanunilik gibi hukukun temel prensiplerine aykırı olabilmekle eleştirilmektedir. Yukarıda değindiğimiz noktalar dışında da birçok değişiklik içeren söz konusu mevzuatın yapılan eleştiriler dikkate alınarak bazı değişikliklere uğratılıp yürürlüğe girip girmeyeceği hususu ise 30 Mart’tan sonraya kaldı sanıyoruz. -Şeyma İNAL/Pınar KARA

Bunu Paylaşın