Piyasalarda fırsat penceresi ne kadar açık kalacak?

MDN İstanbul
İstanbul seçimlerinin yenilenmesinin ardından Türkiye, zorlu ve kendini yoran bir seçim dönemini geride bıraktı. Seçimi, Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu’nun kazanması ve seçim belirsizliğinin artık tamamen geride kalması, gözleri de ekonomiye çevirdi

Piyasaların seçim sonuçlarına verdiği tepkiden başlamak gerekirse, ilk olarak Türk Lirası, dolar karşısında değer kazandı ve seçim öncesi cuma gününü 5,82 civarında tamamlayan dolar/TL, seçim sonrası ilk işlem gününde 5,71 TL’ye kadar indi. Aynı gün Borsa İstanbul güne yüzde 2’den fazla artışla başlarken, bankacılık endeksi açılışta yüzde 4,2 yükseldi. Bütün bunlar seçim belirsizliğinin ortadan kalkmasının ardından, uluslararası piyasada değer kaybeden doların, Türk Lirası karşısında da gevşediğinin göstergesi oldu.

FED piyasaları rahatlattı
Peki, piyasaların önündeki bütün olumsuzluklar kalktı mı? Öncelikle belirtelim ki, Amerikan Merkez Bankası FED’in İstanbul seçimlerinde önce deyim yerindeyse herkesin acısını dindirmesi ve artık faizleri indireceğini kabul ve ilan etmesi piyasalarda zaten ralli yaşanmasına neden oldu. Bilindiği gibi FED, sadece birkaç ay öncesine kadar 2019’da 3 defa faiz artışı yapacağını ilan etmişti. FED’in bu U dönüşü Türkiye gibi gelişmekte olan piyasalar açısından oldukça iyi haber. Ancak ekonomistler, Türkiye’nin küresel piyasalarda esen olumlu havadan daha fazla yararlanması için ev ödevleri olduğunu söylüyor.
Türkiye’nin önemli kurumlarından İş Yatırım’ın yayımladığı bültende, seçimleri geride bırakan Türkiye’nin popülist politikaları bırakıp reform sürecine odaklanmak için “altın değerinde” bir fırsat yakaladığının altı çiziliyor. Kurum’un açıklamasında, “2023 yılındaki Başkanlık seçimlerine kadar olan süreçte ekonomiye ve reform sürecine odaklanacak bir Türkiye, S-400 savunma sistemleri alımı konusunda ABD ile arasındaki gerginliği de çözebilirse yeniden küresel sermaye için bir cazibe merkezi haline gelebilir” deniliyor.

‘Reformlara odaklanmak
belirleyici olacak’

Uzmanlar, yaşanan bu gelişmeleri piyasalardaki fırsat penceresi olarak yorumluyor ve bu pencerenin ne kadar süre açık kalacağının bilinmediğinin altını çiziyor.
Kuşkusuz bu noktada haziran ayı sonunda yapılacak olan G20 toplantılarında ABD ve Çin görüşmelerinin seyri, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Trump görüşmelerinde S-400 konusunda ilerleme sağlanıp sağlanamayacağı, Türkiye için fırsat penceresinin ne kadar açık kalacağı konusunda ilk ipuçlarını verecek. Gazetemiz bu tarihlerde basım aşamasında olduğu için bu görüşmeler nasıl sonuçlandı yazımızda size iletemiyoruz ancak ekonomistler, orta vadede asıl belirleyici olacak olan konunun, yerel seçimleri geride bırakan Türkiye’nin popülist politikaları bırakıp reform sürecine odaklanıp odaklanmayacağı olacağının altını çiziyor.
Türkiye için, maliyetlerin düştüğü, faizlerin indiği bir dönem yaşanacağını ve bunun da Türkiye için olumlu olduğuna dikkat çeken ekonomistler, ekonomi yönetiminin “Bu olumlu ortamda daha önce neler yapmıştık, şimdi neler yapmalıyız”a odaklanması gerektiğini belirtiyor.

Bunu Paylaşın