Petrol oyunları ve Brexit kabusu

MDN İstanbul

Son dönemde ABD Merkez Bankası (FED) kabusunu gündemden düşüren küresel ekonominin radarında birbirinden önemli iki konu var. Bunlardan ilki petrol fiyatlarındaki bazı zamanlarda günlük yüzde 5’i aşan, iki yönlü sert dalgalanmalar. Diğeri ise Brexit denilen İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden (AB) çıkma riski. Piyasalar her iki gelişmeyi de yakından takip ediyor. Öyle ki, son dönemde hem küresel piyasalara hem de dünya ticaretinin seyrine bu iki alandaki gelişmeler yön veriyor.
İngiltere’nin 23 Haziran’da yapılacağı açıklanan AB Referandumu hem bu ülke için hem de krizden çıkış yolu arayan Avrupa için büyük önem taşıyor. Analistler, İngiltere gibi Avrupa’nın en önemli ekonomik ve siyasi figürünün AB’den çıkmasının çok ciddi ekonomik ve siyasi sıkıntılar getireceği noktasında hem fikir. Peki Haziran’daki referandum öncesinde İngiltere’de eğilim ne yönde? Kuşkusuz bu sorunun yanıtı önümüzdeki aylarda daha netleşecek. Ancak şubat ayı sonunda ülkenin önemli siyasi figürlerinden biri olan Londra Belediye Başkanı Boris Johnson’ın, AB karşıtı cephe adına lobi yapacağını açıklaması tartışmaların daha erken yapılmasına neden oldu. Son anketlerin başa baş bir tabloya işaret ettiği ortamda yaşanan bu gelişme piyasaları da allak bullak etmeye yetti. Şöyle ki, Londra Belediye Başkanı’nın yaptığı bu çıkışla İngiltere’nin AB’den çıkma ihtimalinin artırması nedeniyle İngiliz Sterlini, dolar karşısında 1,4 ile 7 yılın en düşük seviyelerine indi.

Büyüme durur, enflasyon hızla artar
ABN Amro Bank NV makro araştırma birimi yöneticisi Nick Kounis, “AB’den çıkış yönünde gelecek bir oylama sonucu sterlin için yıkıcı olabilir” derken, AB’den çıkma yönünde bir sonucun gelmesi halinde sterlinin dolar karşısında bir hafta içinde 1.20 seviyesine kadar inebileceği belirtiliyor. Böyle bir durumun yaşanması da zaten ekonomik sıkıntıda olan Avrupa için yeni bir kriz anlamına geliyor. Tehlikenin farkında olan İngiliz patronlar da, adeta ortak hareket kararı almış görünüyor. Öyle ki, ülkenin en büyük 100 şirketinin patronları yayınladıkları açık mektupta AB’den çıkışın felaket olacağı uyarısında bulundular. İngiltere’nin en büyük bankası HSBC ise, Brexit senaryosunun gerçekleşmesi durumunda ülkenin ekonomik büyümesinin düşeceğini, enflasyonun ise hızla artacağını kaydetti.
Bir yandan Brexit gelişmelerini yakından takip eden piyasalar, diğer yandan petrol fiyatlarında yaşanan gelişmelerle sarsılıyor. Fiyatlarda bazı günler, her iki yönlü,  yüzde 5’i aşan dalgalanmalar yaşanıyor. Petrol fiyatlarına yılbaşından bu yana bakıldığında da bir yön sorunu olduğu görülüyor. Şöyle ki, 31 Aralık’ta 37.28 olan brent petrolün varil fiyatı 20 Ocak’ta 27 dolar kadar geriliyor. O günlerdeki bütün banka raporları ve analist yorumlarında fiyatların 20 doların altına tahminleri yer alırken, piyasalar da bu yönde fiyatlamalar yapıyordu. Ancak çok değil iki hafta sonrasına 3 Şubat fiyatına bakıldığında 35 doların üzeri görüldü ve yorumlar tersine döndü. Hemen ardından bir hafta da fiyatlar yeniden 30 doların altına inerken yorumlar ve piyasanın yönü tekrar negatife döndü. Bizler bu sayfaları hazırlarken ise son olarak 26 Şubat itibarıyla fiyatlar yeniden 35 doların üzerine çıkmıştı ve bu piyasalar tarafından olumlu algılanmıştı.
Fiyatlardaki anomaliyi daha yakından görmek için bu tarih ve fiyat örneklerini çoğaltmak mümkün. Petrol fiyatları yakın tarihin en sert dalgalanmalarının yaşandığı bir dönemi yaşıyor. Bunun en önemli nedenlerinden biri de petrol üreticisi ülke yöneticilerinin temsili bir oyunu andıran tutarsız açıklamaları. Son olarak şubat ayının ikinci yarısında yaşananlar bu duruma en güzel örnek. Şöyle ki, ilk olarak, Rusya, S.Arabistan, Katar ve Venezüella petrol arzını ocak ayı seviyesinde dondurma kararı aldı. Uzmanlar ise bu kararın anlamlı hale gelmesi için İran ve Irak gibi üreticilerin de bu anlaşmaya dahil olmaları gerektiği yorumunda bulundular. Ardından İran’ın da bu anlaşmaya dahil olabileceği açıklamaları geldi. Burada hemen hatırlatalım İranlı yöneticilerden resmi bir açıklama yapılmamıştı. Bu açıklamalarla birlikte petrol fiyatlarında günlük yüzde 7-8 oranında yükseliş yaşandı. Piyasalar bu duruma olumlu tepki verirken borsalar sert yükseldi, dolar hızlı çakıldı. Çünkü, bir süredir adeta fiyatlar üzerinden birbiriyle savaşan petrol üreticisi dört ülkenin arzı dondurma kararları “mühimmatı biten tarafların ateşkes çağrısında bulunması” şeklinde yorumlanmıştı. Ancak, çok değil bir iki gün içinde, İran’dan beklentilerin tam tersi bir açıklama geldi. İranlı Bakan Zanganehn, petrol arzının dondurulması talebinin gerçekçi olmayacağını açıklayarak bu anlaşmaya taraf olmayacaklarını söyledi. İranlı Bakan’ın hemen ardından da S.Arabistan’dan yeni bir açıklama geldi. S.Arabistan Petrol Bakanı Al-Naimi, bir hafta önceki duruşunun tam aksine, yüksek maliyetle üretim yapanların kısıntıya gitmeleri gerektiğini söyledi.
Bu gelişmeler; her şeyi yeniden tersine çevirdi. Sonuç itibarıyla iki haftalık süreçte, petrol piyasası için umut veren bahsi geçen anlaşma da kadük kalmış oldu. Son iki haftada yaşanan bu temsili oyun, petrol fiyatlarında yüzde 10’un üzerinde her iki yönde de dalgalanmalara yol açarken, piyasaları da allak bullak etmeye yetti. Ve görünen o ki, petrol üreticileri piyasaları tatmin edecek bir uzlaşmaya varmadıkça piyasalar bu kabusu yaşamaya devam edecek.

Bunu Paylaşın