Küresel ısınma, denizlerdeki yıkıcı etkisiyle birçok bilinmezi beraberinde getiriyor
İklimsel değişimle birlikte okyanuslarda su seviyesinin 30 ila 100 cm kadar yükseleceği varsayımı insanlığı ürkütüyor. Araştırmalarda geçen yüzyılda deniz seviyesinin küresel ölçekte 10-20 cm yükseldiği, bu yüzyılda ise 50 cm daha yükseleceği vurgulanırken, şu ana kadar Pasifik Okyanusu’nda üç ada sulara gömüldü bile. Biliminsanları yıllardan beri çizilen karamsar tablonun, tahmin edilenden daha büyük bir hızla gerçekleşeceğini öngörüyorlar. Pasifik Okyanusu’nda Kiribati bölgesine ait Tebua Tarawa ve Abanuea adalarının denizin dalgaları arasında gözden kaybolmasının ardından, yakın gelecekte Hollanda, Bengaldeş gibi k›yı ülkeleriyle Maldiv, Tuvalu gibi adaların da su altında kalacak olması yaklaşan felaketin yalnızca tahmin edilebilir bölümü.
Denizcilik tehlikede
Olası felaketler sonrası dünya ekonomisinde yaşanılacak sarsıntı ve küçülme, doğal olarak denizcilik sektörü üzerinde de etkilerini gösterecek. Deniz taşımacılığı açısından önemli çok sayıda limanın sular altında kalacak olması, balıkçılığın ve kıyı yerleşimlerinin zarar görme tehlikesiyle karşı karşıya kalması ilk akla gelen sonuçlar.
Ekosistem yönetiminde küresel bir şirket olan IGEM’in (Integrated Global Ecosystem Management) Koordinatörü Prof. Dr. İ. Ethem Gönenç de iklim değişikliği ve bunun sonucunda özellikle kıyı alanlarında oluşacağı varsayılan değişimlerin tüm dünyada şok etki yarattığını ve buzulların erimesiyle, denizlerde yaşanacak akım, sıcaklık ve tuzluluk değişimlerinin de özellikle kıyı ekosistemlerine etkilerinin çok ürkütücü senaryolarla ele alındığını vurguladı. Zaten deniz suyu sıcaklığındaki artışın denizlerdeki biyoçeşitlik üzerindeki etkileri şimdiden görülmeye başlandı. Türkiye Deniz Araştırmaları Vakfı’nın (TÜDAV) yayınladığı rapora göre, Süveyş Kanalı yoluyla birçok tür, Akdeniz havzasına giriş yapmış bulunuyor.
Hamsi tehlikede
Küresel ısınmanın bir diğer sonucu da okyanus ve denizlerdeki ana taşıyıcı akıntılarda değişimlere yol açacak olması. Raporda belirtildiği üzere Akdeniz’den Karadeniz’e çıkan yüksek tuzluluklu ve sıcak alt akıntı ile Karadeniz’den gelen düşük tuzlukluklu soğuk üst akıntı deniz canlılarının dağılımını ve göçlerini etkiliyor. Bu bakımdan Karadeniz’in simgelerinden hamsinin de deniz suyu ısısı ve akıntı düzeninin değişmesinden olumsuz etkileneceği öngörülüyor.
Mercanlar yok oluyor
Küresel çapta etkilerini gösteren deniz suyundaki sıcaklık artışı Pasifik ve Hint okyanusundaki mercanların sararmasına ve toplu ölümlerine yol açıyor. Karbondioksit emisyonu yüzünden, denizlerdeki asit oranı tehlikeli boyutlara ulaşıyor. En başta soğuk su mercanları olmak üzere, birçok deniz canlısı tehdit altında. Mercanların ortadan kalkması sadece denizlerdeki ilginç canlıların yokoluşu anlamında ele alınmıyor. Doğanın zincirleme reaksiyonlarına çarpıcı bir örnek olarak mercanların yok olması, küresel ısınmadan birinci derece sorumlu olan karbondioksitin denizler tarafından emilimi de azaltıyor.
İyimser bir bakış; okyanuslar kurtarıcı mı?
Yerküremizde karbon emiliminin yarısını yapan okyanuslarda karbondioksit oranının artışına paralel olarak asit oranının da her geçen gün arttığı, artık geri dönülemez bir sürece girildiği söyleniyor. Durum bu kadar karamsarken, küresel ısınmayla mücadele konusunda araştırma yapan kimi biliminsanları ise kurtuluş yolu olarak yine okyanusları işaret ediyor. Harvard Üniversitesi ve Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden araştırmacılar karbonu deniz yatağında depolamanın, bu büyük sorunun çözümü olabileceğini düşünüyor.