Jeopolitik gerginlikler 50 trilyon dolar zarara yol açabilir

MDN Editör

Denizcilik çıkarları, son yıllarda Ukrayna’nın işgali ve Rusya’nın gemiciliğe yönelik saldırıları gibi ciddi jeopolitik bozulmalara maruz kaldı. Kızıldeniz’deki Husi ablukası da bu duruma eklenince, büyük ölçekli çatışma olasılığı sektördeki varsayımlar arasında yer alıyor. Ancak, bu durumun maliyetine dair kesin bir ölçüt bulunmuyor. Lloyd’s Register, olası bir jeopolitik çatışmanın maksimum potansiyel etkisine dair kayda değer bir rakam belirledi.

Küresel ticaretin bozulma riski

Lloyd’s’un sistemik risk serisinin son sayısında, küresel ticaret modellerinde yaygın bir bozulmaya neden olabilecek varsayımsal bir bölgesel çatışma senaryosuna odaklanıldı. Dünya genelindeki ithalat ve ihracatın yaklaşık yüzde 80’i denizde gerçekleştiğinden, küresel nakliye yollarının kesintiye uğraması büyük ekonomik tehditler arasında öne çıkıyor.

Olası çatışma senaryoları

Sigortacı, Ukrayna’nın işgali ya da Çin’in Tayvan’ı ele geçirmesi gibi bir senaryo üzerinde durdu. Bir süper gücün büyük bir ekonomiyi işgal etmesi, küresel ticaret modellerini ve tedarik zincirlerini bozma potansiyeli taşıyor. İşgal stratejisi, internet kesintisi, altyapıya yönelik siber saldırılar ve ticaretin abluka altına alınmasını içeriyor. İşgalci güç, askerî hedeflere yönelik saldırılarının yanı sıra elektrik üretimi, ulaşım ve iletişimi de hedef alıyor.

Etkili yanıtlar ve deniz ablukası

İşgal sonrasındaysa başka bir süper güç ve müttefikleri işgale yanıt vererek etkilenen ülkeye destek sunuyor. Bu durum, tırmanan bir çatışmaya ve kısasa kısas bir yaptırım rejimine yol açıyor. Etkili bölgede karşıt güçler karşı karşıya gelirken, işgalci güç yakındaki nakliye yollarına deniz ablukası ilan ediliyor. Gemi operatörleri çatışma bölgesini dolaşmak zorunda kalıyor ve ticaret hacimleri yaptırımlar ve nakliye zorluklarından etkileniyor.

Ekonomik kayıplar ve enflasyon

Anlaşmazlık, iki taraf arasında askerî harekata dönüşerek, nakliye yollarını ve diğer alternatif rotaları kapatır. Bu durum, hammadde, gıda maddeleri, mikroçipler ve ekipman tedarik zincirlerini olumsuz etkileyerek kıtlığa yol açar ve dünya genelinde enflasyonu artırır.

Lloyd’s, “Yarı iletkenler ve nadir mineraller gibi kritik malzemelere bağımlı sektörler; -sağlık hizmetleri (tıbbi cihazlar), teknoloji, otomotiv ve daha pek çok sektör- muhtemelen kronik kıtlık ve gecikmelerle karşılaşacaktır,” değerlendirmesinde bulundu. “Küresel ticaretteki aksaklıkların, artan yaptırımlar ve kapalı nakliye hatlarıyla birleşen etkileri bazı bölgelerde enflasyona hatta gıda kıtlığına neden olabilir.”

Küresel ekonomik kayıplar

Lloyd’s, bu senaryonun beş yıllık ekonomik kaybını 8 ila 50 trilyon dolar arasında tahmin ediyor ve bu durumun yaklaşık yüzde bir ila yedi arasında bir küresel GSYİH kaybına eşit olacağını belirtiyor. En olası kayıp seviyesinin yaklaşık 15 trilyon dolar olacağı öngörülüyor; en uç senaryonun 50 trilyon dolarlık kaybının gerçekleşme olasılığı ise yüzde birin yarısı kadar.

Küresel ekonomideki kritik rolü göz önüne alındığında, Çin’in en çok etkilenecek ülke olacağı belirtiliyor. Ticaretle derinden bağlantılı olduğu için Avrupa ve Asya Pasifik de önemli ekonomik kayıplar yaşayacak. Kuzey Amerika ise dolar bazında daha az etkilenerek, en kötü senaryoda beş yıl içinde yalnızca 5 trilyon dolar kayıp yaşayacak.

Bu haberin, çevirinin veya makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.

Bunu Paylaşın