Geleceğin Deniz Yakıtı: Belirsiz Standartlarda Eğitim

MDN İstanbul

Tüm cazibesi bir tarafa LNG’nin yakıt olarak kullanımı birçok soruna çözüm getirmenin yanı sıra, önemli riskler de taşıyor. Sanayi ve Orijinal ekipman üreticileri (OEM) şüpheleri gidermesi ve ortak çabayla yavaş hareket eden düzenleyici makinelere geçmeye çalışması gerekmektedir.
Lloyds Register (LR) yaptığı tahminlerde LNG’nin 2030 yılında deniz tahrik çözümlerindeki payının en fazla yüzde 11’e  ulaşacağını öngörüyor ve bu orandan en yüksek payı da küçük gemi segmentlerinin alacağının altını çiziyor. Aynı zamanda: küresel klaslama kuruluşu Lloyds Register, Global Marine Fuel Trends 2030 isimli raporunda; kuru yük gemiler, konteynerler ve tankerler için deniz yakıt karışımının 2030 yılında iki kelimeyle tanımlanabileceğini söylüyor: “azalarak konvansiyonel”. Global Marine Fuel Trends 2030 raporu, önümüzdeki 16 yıl içerisinde ticari gemiler tarafından kullanılacak yakıt çeşitlerini inceliyor. Bu yakıtlardan biri şüpehisiz ki LNG, fakat tabi ki onun dışında da yakıtlar olacak.
Ayrıca, Hollanda merkezli Shell plc şirketi aralık ayında Louisiana’da Gulf Coast GTL (gazdan sıvıya) projesinde her gün için önerilen 140,000 fıçıyla projeye devam edemeyeceklerini duyurdu. Shell kararını kısa ve öz olarak açıkladığı duyurusunda; “Bölgedeki doğalgaz tedarikçilerinin çokluğu bir tarafa, şirket bu kararı GTL’nin Kuzey Amerika’da Shell için uygun bir seçenek olmadığını düşünerek, aynı zamanda böyle bir projenin gelişim maliyetine, uzun vadede gaz ve petrol fiyatlarındaki değişimlere ve Shell’in katı sermaye disiplinine uygun olarak alındı.” LR’den yapılan deklarasyonda “Sadece son 16 yılda deniz yakıtı durumunun tamamen tersine dönmesi gerçekçi değil. Bizim gördüğümüz devrimden ziyade evrimdir” ifadeleri kullanılarak Shell’in konuyla ilgili görüşüne paralellik teşkil eden başka bir bir tahmin ortaya konuldu.
Dünyadaki  LNG hareketlerinin bir kısmı “inşa edersen, gelirler” öncülüne göre inşa edilmiş ve biraz zamanın gerisinde kalmıştır. Bu gerileme sadece Shell’in bu alanda daha dikkatli hareket etmeye karar vermesinden dolayı olmamıştır. LNG’yi destekleyen bu çevrenin ana liderleri -yani Kuzey Amerika ECA Gereklilikleri ve bölgedeki düşük fiyatı LNG’nin potensiyel ekonomik yararı- fiyattaki belirsizliklerin ihracatı aceleye getirmesi, çift yakıtlı motorların ilk montaj giderleri, sevkiyat sisteminin masrafları ( LNG tankları, kompresörler, soğutma, çift duvarlı boru hattı ve dağıtım vanalarının toplam tutarı 12 milyon doları aşıyor), yakıt ikmalini desteklemek için yapılan altyapı yatırmları ve metanol gibi diğer yakıtların karışması gibi faktörlerle başa çıkmakta zorlanmaktadır.
Bu arada LNG sektörüne girenler beraber uyum içinde hareket etmekte zorlanıyorlar. Orijinal Ekipman Üreticileri (OEM), klaslama kuruluşları, IMO ve Amerika Birleşik Devletleri Sahil güvenliği gibi kurumlar işe karışıyorlar ve LNG Kuzey Amerika’da ortaya çıktığında LNG’nin yakıt olarak kulanılırken güvenlik ve çalışma standarlarının on yıllardır okyanusta taşınırken sağladığı başarılı kyıtlara benzer bir güvenlik ve çalışma standardına sahip olması için önlem alıyorlar. Işte bu noktada da çok büyük bir gri alan ortaya çıkıyor.

Bunu Paylaşın