“Bizim paramız kıymetli”

MDN İstanbul
Ona “Bay Krom” diyorlar. Nedeni bırakın Türkiye’yi dünyanın ikinci krom üreticisi olmasından geliyor. Dünya krom fiyatlarını o belirliyor. Onun en büyük hedefiyse Yılport’u dünyanın bir numaralı limanı yapmak

2005 yılında iki farklı liman Sedef Port ve Alemdar Port üzerine kurulan Yılport, üç ana bölümden oluşan bir gelişim projesiyle sektörün lideri olmayı amaçlıyor. Yıldırım Holding Yönetim Kurulu Üyesi Yüksel Yıldırım Yılport’un hedeflerini MarineDeal News’a anlattı.

1) Projenizin birinci fazını tamamladınız, şimdi sırada ikinci faz var. Ardından da üçüncü faz ve iki milyon TEU. Bu kapasiteye nasıl ulaşmayı planlıyorsunuz?
Yılport bir konteyner limanı ama şu anda genel kargo ve sıvı üzerine de elleçleme yapılıyor. Projeler bazında baktığımızda ilk faz aslında Sedef kısmını kapsıyor. İkinci ve üçüncü fazlar Alemdar’daki değişiklikler olacak. Projenin en önemli kısımlarından birisi ise kara terminali. Yılport biraz daha özel hizmet sahası olarak düşünülen bir bölge. Çok önemli bir başka noktası da bağlantı yolu. Son üç yılda her sene bir önceki senenin iki katı olacak şekilde elleçleme yapabildik. Bütün değerler TEU bazındadır.
Bu 36 bin, 70 bin ve 135 bin TEU olarak artıyor. Şu anda birinci fazda 450 bin TEU kapasiteye sahibiz ve 2014 yılında 2 milyon TEU’luk bir kapasiteye ulaşma hedefimiz var. Bu 450 binin hesabı konteynerlerin limanda kalış süresine göre değişmektedir.
İkinci faz için 850 bin TEU hesap ettik. Sonradan dışarıdaki boş sahalarımızla bunun 1 milyon TEU’ya çıkabileceğini gördük. İkinci fazda yapılmış bazı itirazlardan dolayı projemiz 1 yıl geri düştü. Şimdi izinlerimiz çıktı, krizde yapılmakta olan hiçbir projemizi iptal etmedik.

2) Mevcut vinçlerinizi Türkiye’deki diğer limanlardaki vinçlere göre değerlendirirsek, sizce sıralamada kaçıncısınız?

İkinci faz, birincisi gibi 150 milyon dolarlık bir yatırım olacak. İkinci fazın vinçlerinin ön protokolleri yine Japon Mitsui firması ile yapıldı. Ben Amerika’dayken mühendis olarak vinçler üzerine çalıştım. Dolayısıyla bu vinçleri alırken seçeceğimiz vinçler için bir spesifikasyon yapılması gerekiyordu, onu ben kendim yaptım. Eski tecrübelerime dayanarak ve diğer firmaların da spectlerini görerek, uyumlu yerlerini alıp spectimizi hazırladık. Bunlara uygun olarak vinç siparişimizi verdik. Siparişten teslimata kadar olan tüm safhalarda da bizzat ben ilgilendim. Gittim kalite kontrol yaptım, burada teslim alışta bulundum. 1993 senesinde ABD’de yerleşik Mitsui’den askerlik nedeniyle ayrılmıştım. Türkiye’deki potansiyeli görünce burada kalıp aile şirketimize katıldım. Çalıştığım şirkete geri dönemeyeceğimi bildirdim. Aradan geçen 13 sene sonra karşılarına çıkıp ‘ben sizden vinç almak istiyorum’ deyince şaka yapıyorum sandılar. Kalitesine inanmamın yanı sıra bana alımlarda diğerlerine göre daha uygun planlar çıkardılar. Mitsui tarihinde ilk defa bir kıyı vinci Süveyş Kanalı’ndan öteye geçmiş oldu. Bizden sonra Türkiye pazarına ilgi gösterdiler. Kumport’un, Borusan’ın ihalelerine girdiler ama istedikleri verimi alamadılar. Türkiye’de 18 sıralık gemiyi elleçleyen en büyük vinç bir biz de, bir de Marpot’ta var.
Bizim ikinci fazda alacaklarımız 20 ve opsiyonel olarak 22 sıraya girebilme özellikteki vinçler olacak. Bizim şu anki vinçlerimiz en iyi kalite vinçlerdir. Bunu bir tek ben söylemiyorum. Diğer limanları gezip bizim limandaki vinçlere çıkan teknisyen ve mühendisler de bunu doğruluyor. Aynı zamanda bizim limanımız Türkiye’de bir ilki başardı ve biz rıhtım verimliliğinde bir numarayız. Hiçbir limanda şu an 4 tane kıyı vinci yok ve bunlarla biz saatte 100 hareketi yapabiliyoruz.

3) İleride vinç sayılarını artırmayı planlıyor musunuz? Bununla birlikte vinç operatörü ihtiyacınızı nasıl karşılayacaksınız?
Ortadoğu’da hatta Akde-niz’de sadece bizde olan, kıyı ve RTG vinçlerini simule eden iki tane simülatör aldık. Özel bir konteyner yaptık ve içine bu iki simülatörü yerleştirdik. Öğretmen aynı zamanda minimum 2, maksimum 4 tane operatöre ders verecek. Böylece operatörlerimizi verimlilik testine tabi tutacağız. Bir vincin maliyetini hesapladığınızda bunun faydasını uzun dönemde göreceğiz. Madem 2 milyon TEU hedefliyoruz, buraya 10 tane kıyı vinci getirip yatırım yapacaksak, 3 vardiya çalışacak 30 tane operatör lazım. Yedek operatörleri de düşünürsek bu eğitim çok gerekli. Karadaki RTG’lerin operatörleri bizim üçüncü faz hedeflerimizden olduğundan, yaklaşık 50 tane RTG olacak ve bu 50 tane için de 150 tane operatör gerekecek. Yani Yılport operatör yuvası olacak, bu da istihdam demek. Krizde böyle bir yatırımı yapıp bunu verimli hale getirmek bizim için büyük bir gurur. Ayrıca şu anda NAVIS N4 Terminal Yönetim Yazılımı kullanmaktayız. Dünyada kullanan ilk on müşteriden biriyiz. Artık herfley tamamen otomasyon olacak. Gemiler daha gelmeden planlamaları yapılacak. Ben Yılport’un önünü açmak için rekabette rakibimden nasıl üstün olabilirimin peşindeyim. Biz insan hatasını minimuma indirgemek ve iş güvenliğini maksimuma çıkartmak için yatırımlar yapıyoruz. Türkiye’de tek rakibim Marport Limanı’dır. Onlar bu işin duayeni.

4) Yatırımlarınızı yaparken devletten ne gibi destekler gördünüz, beklentileriniz nelerdir? Bir de size “Bay Krom” diyorlar!

Biz birinci fazda her iki metrede bir konteynerin köşelerine gelecek şekilde 80 cm çapında beton blok yaptık ve bu yaklaşık 20 metre ile 40 metre arası uzunlukta. 2 metrede bir 80 cm gidiyor. Bütün o arazi yer altında beton kolonlarla dolu, yani biz esas parayı toprağa gömdük. Yeraltına giden para toprağın üzerindeki makinelerden daha fazla. Makineler 60 70 milyon dolarsa geri kalan 80, 90 milyon dolar alt yapıya gitti. Ben para kazanacağım diye bu yatırımı yapıyorum ama sonuçta ülkem kazanıyor. Bu yatırımın altına tekerlek koyup Çin’e götüremem. Haydi gemi olunca gemi yüzer gider ama Yılport Gebze’de, Dilovası’nda kalıcı. Bu limanı yaptığımızda 30 yıl 40 yıl gidecek şekilde planl›yoruz. Burası deprem bölgesi olduğu için alt yapıya önem verdik. Böylesi büyük maddi bir değer için teşvik olsun da iş yapalım beklentisinde değiliz. İş yaparken 1 lira kredi kullanmadık. İki liman ve tersane aldık. Gemlik Gübre’nin ve Eti Krom’un önünü açtık. Hepsini baştan aşağı yeniliyoruz. Biz çalıştığımız her sektörde Türkiye’de ilk üç, bilemedin en kötü ilk beş içinde olmak istiyoruz. Eskiden kömür de 1 numaraydık şimdi ilk 5’teyiz, çünkü kömürden biraz kaçıp diğer sektörlere yöneldik. Gübrede ilk 3’teyiz, kromda 1 numarayız. Şimdi limancılık ve konteynerda ilk üçe girmek istiyoruz. Grup olarak ilk yabancı yatırımımızı İsveç’te rakip firmayı satın alarak yaptık. Ferro kromda, yani yüksek karbonlu krom üretiminde dünya ikincisi olduk. Birinci Kazak firması. Her sene en az 3-4 tane konferansta Eti Krom’un sahibi olarak konuşma yapıyorum. Mesela 2 Eylül’de Almanya’da paslanmaz çelik konferansında konuşma yapacağım, sonra Monako’da, Hindistan’da paslanmaz çelik ile ilgili konuşacağım. Lloyd’s List Türkiye’deki liman yatırımları için benim konuşmamı istedi. Bilhassa kromda bana saygı çok büyük.

5) Hükümetin açıkladığı paketlerden sektöre bir şey çıkmadı. Bu konuda bir işadamı olarak ne diyorsunuz? Denizcilikte iddialarınız nelerdir?
Aslında denizcilik sektörüne biraz haksızlık yapıldı. Çünkü ne zaman bir gemi indirme töreni olsa bakanlar ve başbakan hep desteklercesine konuştular. Denizcilik sektörü de gaza geldi. Tersaneler açıldı, istihdam sağlandı. Yani denizcilik sektörü içten içe çalışıyor gibiydi. Ta ki krize kadar. Denizciler hesaplarını kötü senaryoları içine alacak şekilde yapmadılar. Kriz finansal olduğu için reel sektörü vurdu. Reel sektörde yükler durunca hazır gemiler aldığı borçları ödeyemez hale geldi. Burada devlet her sektöre belli destek verdi. Denizciliğe de destek verebilirdi. En azından zor duruma düşmüş firmalara bazı durumlarda ortak olabilirdi. Gemisine finans sağlayıp geminin yükünün yarısını alıp, kredi ihtiyacı olana garantörlük yapabilirdi. Denizcilik sektörü biraz daha kötü etkilendiği için belki onlara daha farklı yaklaşabilirdi. Denizcilik sektörünün önde gelenleri sıkıntıyı çok güzel anlattılar. Aslında devlet problemleri çok olduğundan, sahki denizcilere ‘zaten siz çok kazandınız, bu paralar nerede’ havasında yaklaştı. Bu birazda denizcilerin kendi hataları. Çünkü navlunlar son yüz yılın en yükseklerine vurunca anormal bir şekilde para kazandılar, kazandıkları paraları farklı şeylere yatırdılar veya yanlış değerlendirdiler. Krizde ise elde para yok.
Bu kazanılan paralar nerede? diye Ankara’dakiler düşünüyor ve zannediyorlar ki bunlar paraları çıkartmıyor. Sektör için söyleyebileceğim iyi günde onlar vermedi, kötü günde de bunlar vermiyor. Bunun dengesi yapılması lazımdı. Bence baştan yanlış bir koordinasyon vardı. Şu an 6 tane tankerimiz var. 4 tane de dökme yük gemisi. Yedinci tanker bir ay içinde geliyor. Gemicilikte ciddi bir hedef koymadık kendimize. Biz denizciliği sadece yatırım amaçlı olarak görüyoruz. 4 tane de gemi sattık. Onları satmasaydık daha fazla gemimiz olacaktı. Şimdi ikinci el gemi bakıyoruz, uygun fiyatlar bulursak alacağız. Bizim paramız kıymetli. Tonaj hedefi koymadık. Kimi geçeceğiz ki? Mesela ‘gübrede üçüncüyüz’ diyoruz. Buna hedef koyabilirim, kömüre hedef koyabilirim, kromda zaten birinciyiz ama gemide hedefim yok.

Bunu Paylaşın