Aydın: “Enerjisa’nın sektördeki yatırımları kesintisiz devam ediyor”

MDN İstanbul

Enerjisa, Türkiye elektrik enerjisi sektöründe üretim, dağıtım, toptan ve perakende ticareti içeren bütünleşik bir stratejiyle faaliyetlerini sürdürüyor. Enerjisa, Sabancı şirketlerinin enerji ihtiyaçlarını karşılamak için bir otoprodüktör olarak faaliyetlerine başlamış olup, bugün Türkiye elektrik piyasasının öncü oyuncusu konumuna geldi

Sabancı Holding ve dünyanın en büyük özel elektrik ve doğal gaz şirketlerinden biri olan E.ON ortaklığıyla bölgesel güç olmaya hazırlandıklarını belirten Enerjisa Finans Bölüm Başkanı Özlenen Aydın, MarineDeal News’a özel açıklamalarda bulundu. Enerjisa’nın, hissedarlarından aldığı güçle pazardaki rekabetçi konumunu güçlendirdiğini kaydeden Aydın, bunu sürekli kılmak için süreç ve sistemlerin kesintisiz olarak geliştirilmesine odaklandıklarını ifade etti.

Yeni düzenlemeler
piyasadaki rekabetçiliği artırdı
“Türkiye elektrik sektörü hızlı bir değişim süreci yaşıyor. Bu süreç dahilinde hayata geçirilen özelleştirmeler hem sektörün gelişimi hem de rekabetin artması yönünde önemli yere sahip.
Bu kapsamda, 2013 yılı içinde yasalaşan yeni Elektrik Piyasası Kanunu, önlisans uygulaması, elektrik borsasının ana çerçevesinin ortaya konulması gibi önemli alanlarda getirdiği yeni düzenlemeler ile rekabetçi piyasanın daha fazla gelişmesine yönelik çok olumlu bir adım atılmış oldu.
Ayrıca yine 2013 yılı içinde tamamlanan, Enerjisa olarak bizim de yer aldığımız, son dağıtım ihaleleri ile elektrik dağıtımının tamamı özelleşmiştir. Serbest tüketici limitindeki azalma ile tedarik piyasasının nihai tüketim seviyesinde teorik açıklık oranı yüzde 80’in üzerine ulaşmıştır. Önümüzdeki bir kaç yıl içerisinde serbest tüketici limitinin sıfırlanması ile perakendede hedeflenen tam rekabetçi pazar yapısına ulaşılmış olacaktır. Geldiğimiz noktada, piyasanın rekabetçiliğini daha ileriye taşıyacak adımların devamlılığını sağlamak kritik önem taşımaktadır.”

Sektörün büyük miktarda
finansman ihtiyacı bulunuyor
Özlenen Aydın, elektrik sektöründe yaşanan özelleştirme süreci konusunda geçtiğimiz yıllarda gerek elektrik üretimi gerekse elektrik dağıtımı alanında yapılan yatırımlar için yüksek miktarda finansman ihtiyacı doğduğunun altını çizdi.
“Büyüyen talebi karşılayabilmek için yapılan üretim yatırımlarını ve dağıtım bölgelerinin özelleştirilmesi sürecinde özel sektör tarafından bu satın alımları ve yatırımları finanse etmek için 2007-2013 yılları arasında 30 milyar doların üzerinde finansman ihtiyacı doğmuştur. Bu finansman ihtiyacının içinde ek olarak devri yapılan dağıtım şirketlerinin altyapılarını iyileştirme ve genişletme gibi masrafları da bulunmaktadır.
Gerçekleşen finansmanlara baktığımızda bu ihtiyacın büyük bir bölümü ticari bankalar tarafından sağlanmıştır. Finansman desteği gösteren bu bankalar çoğunlukla Türk bankaları olmuştur. Bu noktada yabancı bankaların iştahının sınırlı olmasının önde gelen sebeplerinden biri olarak, özelleşmelerin tam anlamıyla gerçekleşmediği için uzun vadeli satış sözleşmelerinin yapılamaması söyleyebiliriz. Ancak çoğunluğu Avrupa’dan olmak üzere yabancı bankalar da iyi projelere, başta uluslararası finans kuruluşlarından IFC, EBRD, EIB gibi yapıların şemsiyeleri altında ve diğer ülkelerin exim bankalarının sigortaları kapsamında fonlar sağlamaktadır. Bahsi geçen uluslararası finans kurluşları sadece yabancı bankarın fonlarını mobilize etmekle kalmayıp kendileri de sektörün finansmanına fon sağlamaktadır.”

“Piyasa güvenirliliği
yatırımların devamında
kritik öneme sahip”
Enerji sektörün yapısından kaynaklanan uzun vadeli yatırım ihtiyacının finansmanında kaynak çeşitliliğinin önemini vurgulayan Aydın, Türkiye’nin büyüme hızının yatırımcıların sektöre ilgisini artırdığını ifade etti.
“Tahvil piyasasına baktığımızda ise Türkiye’de bu piyasa henüz bu büyüklükteki yatırımları finanse edecek kadar derinleşmediğinden ve banka dışı sektör ihraçlarına yeterli likidite bulunamadığından enerji ve altyapı projeleri gibi uzun vadeli yatırım veya imtiyaz sözleşmelerine dayanan finansman yapıları henüz Türkiye’de tahvil ihraçları ile sağlanamamaktadır.
Bugüne kadar sektörde ihtiyaç duyulan yatırım ve satın alma finansmanlarının yapılması sırasında belirttiğim gibi yurt içinden ve yurt dışından fon sağlanmasında sıkıntı yaşanmadığını görüyoruz. Dünya ortalamalarının üzerinde büyümeye devam etmekte olan ülkemizde bu büyümeye paralel olarak artmaya devam eden enerji ihtiyacını karşılamak için önümüzdeki yıllarda da büyük miktarda kapasite arttırım yatırımının yapılması ve özelleşmenin tamamlanması gerekmektedir. Böylece enerji sektöründe yüksek tutarlı finansmanlara ihtiyacın devamlılığı olacaktır. Bu ihtiyacın büyük kısmı güçlü ve likit olan Türk bankaları tarafından finanse edilmeye devam edilebilir ancak bu finansmanlarda yabancı banka ve fonların payının artırılması da bir o kadar önem kazanıyor. Bunu başarmak için ise özelleşme sürecinin en kısa sürede tamamlanması ve projelerin uluslararası teknik ve çevre standartlarında hazırlanabilmesi en önemli önşartlardır.
Özelleştirme süreci dahilinde piyasanın ihtiyaç duyacağı finansmanın sağlanması, bu sürecin başarıyla tamamlanması için önemli etmenlerden biridir. Hem ihtiyaç duyulan finansmanın çok yüksek miktarlarda olması hem de enerji sektörünün dinamikleri sebebiyle bunların uzun vadeli yatırımlar olmasından dolayı, piyasanın güvenirliliği ve öngörülebilir düzenlemelere sahip olması yatırımcılar için kritik öneme sahiptir. Piyasanın güvenirliliğinin artması ve düzenlemelerin öngörülebilir bir yapıda sürdürülmesi ile yatırımların da devamlılığı sağlanır. Böylece sektör ve finans kuruluşları arasındaki ticari ilişkinin de sürdürülebilirliği sağlanırken, rekabetçi piyasa yapısı içinde önemli adımlar atılmış olur.”

Bunu Paylaşın