Paranın yeni patronunun rotası ne olacak?

MDN İstanbul

Erdem Başçı’nın beş yıllık görev süresinin 19 Nisan’da sona ermesinin ardından gözler, Merkez Bankası Başkanlık koltuğunun yeni sahibi Murat Çetinkaya’ya çevrildi

Merkez Bankası’nın yeni Başkanı Murat Çetinkaya 20 Nisan’da yapılan Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında faizleri piyasa beklentileri ile paralel bir şekilde 0,5 puan indirirken, indirimin önümüzdeki aylarda da devam edeceğinin sinyalini verdi. Yani şimdilik korkulan olmadı ve yeni Başkan Çetinkaya, siyasilerin beklediği gibi daha yüksek bir oranda değil, piyasa koşullarının gerektirdiği makul ölçüde faiz indirimine gitmiş oldu. Bunu gören piyasanın tepkisi de olumlu olunca, dolar ve gösterge faizler de hızla düştü.

Önümüzdeki günlerde bu düşüşün banka kredilerine de yansıması bekleniyor. Peki Çetinkaya’nın piyasa dostu bu tavrı devam edecek mi? Bu sorunun yanıtını doğru okuma açısından tüm piyasaların gözü kulağı nisan ayı sonunda yapılan Merkez Bankası’nın yılın ikinci enflasyon raporunun açıklandığı toplantıdaydı. Keza, Çetinkaya ilk kez Merkez Bankası Başkanı olarak ekonomistlerin ve basının önündeydi. Şimdi isterseniz, paranın yeni patronunun bu toplantıda önümüzdeki döneme ilişkin verdiği mesajlarının ne anlama geldiğine birlikte bakalım.

Öncelikle Merkez Bankası 2016 ve 2017 yıl sonu enflasyon tahminlerini bir önceki rapora göre değiştirmeyerek yüzde 7,5 ve yüzde 6,0’da tuttu. Bu durum ekonomistler tarafından Merkez Bankası’nın önümüzdeki iki yıl boyunca hedefi tutturamayacağı yönünde yorumlandı.

Şöyle ki, enflasyon tahmininde kullanılan varsayımlara bakıldığında, son dönemdeki aşağı yönlü seyre rağmen gıda fiyatlarındaki yüksek oynaklık dikkate alınarak yıllık gıda enflasyonunun yüzde 9’da tutulduğu, ortalama ithalat fiyatlarındaki yüzde 5,5’lik azalma beklentisinin yüzde -8,9’a güncellendiği ancak bu durumun ortalama petrol fiyatlarındaki yukarı yönlü güncelleme ile telafi edildiği (37 dolardan 40’a) görülüyor.

İlk yarı tamam ama ikinci yarı zor

Başkan Çetinkaya’nın önümüzdeki dönemde para politikası duruşunun enflasyon görünümüne bağlı olacağını söylemesi, yıl sonu enflasyon tahmininin değiştirilmemesi ve bu bağlamda para politikasındaki sıkı duruşun gerekli görülen süre boyunca korunacağını belirtmesi piyasalarca olumlu algılandı.

Ancak, sonrasında Başkan’ın “küresel oynaklıklardaki düşüşün devam etmesi veya dış denge ve finansal istikrar alanlarındaki kazanımları sürdürecek politika önlemlerinin etkili bir şekilde kullanılması durumunda sıkı para politikasını daha dar bir faiz koridoru içerisinde uygulayabileceklerini ve önümüzdeki dönemlerde koşulların elverdiği ölçüde sadeleştirme adımlarına devam edileceğini” söylemesi faiz koridorunun üst bandında indirimlerin devam edeceği beklentisini arttırdı.

Uzmanlara göre, küresel piyasalardaki olumlu havanın devam ettiği bir ortamda gıda fiyatlarındaki düşüş ve olumlu baz etkisinin desteği ile düşüşünü sürdüren yıllık enflasyon yılın ilk yarısında Merkez Bankası’nın faiz indirimlerini destekleyebilir veya en azından olumsuz piyasa tepkisini sınırlandırabilir. Ancak uzmanlar cevaplanması gereken asıl sorunun, Merkez Bankası’nın yılın ikincin yarısında baz etkisinin tersine dönmesi ve asgari ücrete yapılan zammın tüketici fiyatlarına yansıması ile artan yıllık enflasyona ve küresel piyasalardaki rüzgarın tersine dönmesi durumunda oluşacak baskıya tek para politikası etrafındaki dar koridor ile nasıl cevap vereceği olduğunu söylüyor.

Çetinkaya’nın yaptığı açıklamalardan, Merkez Bankası’nın bu risklere karşı elindeki mevcut araçların yeterli olacağını düşündüğü görülüyor. Ancak ekonomistler, Türk varlıklarının risk iştahında bir bozulmaya karşı yeni para politikası yapısıyla daha kırılgan olacağını ve benzer ülke varlıklarına karşı daha olumsuz etkilenebileceğini belirtiyor. Bu da kurda ve faizde yönün tekrar yukarıya dönmesi anlamına geliyor.

Bunu Paylaşın