Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’a ilişkin hukuki bir değerlendirme

MDN Editör
Evrim Uygur Yamaner ve İrem Özbay

Hukuk Bürosu Gled Partners’in Yönetici Ortağı Avukat Evrim Uygur Yamaner ve Avukat İrem Özbay; gündeme geldiği, görüşüldüğü ve yürürlüğe girdiği andan itibaren toplumsal bir tartışma konusu haline gelen Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’unu destekleyen ve karşıt görüşler nezdinde okuyucularımız için değerlendirdi ve dünyadaki örnekleriyle karşılaştırdılar

Son dönemlerde ülke gündemine oturan ve  kamuoyunda çeşitli görüş ayrılıklarına sebebiyet veren “Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”  (“Kanun Teklifi”) sahipsiz sokak hayvanları için mevcut yasada yer alan Yakala-Kısırlaştır-Yerine Bırak modelinden, Yakala-Kısırlaştır-Tut/Sahiplendir modeline geçilmesi öngörmektedir.

Kanun Teklifi 29.07.2024-30.07.2024 tarihlerinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yapılan müzakereler sonucu milletvekillerinin çoğunluk oyuyla kabul edilmiştir. Ancak getirilen düzenlemelere ilişkin kamuoyunda tartışmalar ve farklı görüşler varlığını sürdürmekte ve öngörülen bazı uygulamalar toplumda infiale ve kutuplaşmaya sebebiyet vermektedir.

Bu yazımızda, Kanun Teklifi’nde öngörülen uygulamalar ve toplumdaki yansımaları yasal mevzuat çerçevesinde detaylı bir şekilde ele alınacaktır.

1. Kanun Teklifi’nin Getirdiği Değişiklikler

  • Sahipsiz Hayvan Tanımı: Kanun Teklifi’nin 2. maddesiyle öncelikli olarak; mevcut 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun (“Kanun”) 3. maddesinde yer alan “sahipsiz hayvan” tanımında değişiklik yapılmaktadır. Mevcut yasada “Barınacak yeri olmayan veya sahibinin ya da koruyucusunun ev ve arazisinin sınırları dışında bulunan ve herhangi bir sahip veya koruyucunun kontrolü ya da doğrudan denetimi altında bulunmayan evcil hayvanlar’’ olarak yapılmışsahipsiz hayvan tanımı “sahipli olmayan tüm hayvanlar” olarak değiştirilmiş, sahipli hayvan ise “Bir kişi, kuruluş, kurum ya da tüzel kişilik tarafından sahiplenilen, bakımı, aşıları, periyodik sağlık kontrolleri yapılan ve Bakanlık veri tabanma kaydedilen ev hayvanları” olarak tanımlanmış; böylece sahipsiz hayvan kapsamı genişletilmiştir.
  • Sahipsiz Hayvanların Yaşam Hakkının Korunmasına İlişkin Maddenin Çıkarılması: Ayrıca, Kanun Teklifi’nin 3. maddesi ile,Kanun’un 4. maddesinin (b) bendindeki “Evcil hayvanlar, türüne özgü hayat şartları içinde yaşama özgürlüğüne sahiptir. Sahipsiz hayvanların da sahipli hayvanlar gibi yaşamları desteklenmelidir.” ibaresi yürürlükten kaldırılmış;(j) bendindeki düzenlemede “güçten düşmüş hayvanların korunması” ibaresi çıkarılmış yerine “hayvanların sahiplendirilinceye kadar bakılması” ibaresi getirilmiştir.
  • Sokakta Hayvan Beslemeye Dair Düzenleme: Kanun Teklifi’nin 3. maddesindeki diğer düzenlemelerle, Kanun’un 4. maddesinin (d) bendinde yer alan “Hiçbir maddî kazanç ve menfaat amacı gütmeksizin, sadece insanî ve vicdanî sorumluluklarla, sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanlara bakan veya bakmak isteyen ve bu Kanunda öngörülen koşulları taşıyan gerçek ve tüzel kişilerin teşviki ve bu kapsamda eşgüdüm sağlanması esastır.” düzenlemesindeki altı çizili ifade “hayvanları sahiplenmek isteyen” şeklinde değiştirilmiş, bu itibarlasahipsiz hayvanların sokakta beslenip bakılması tamamen yasaklanmış, sadece sahiplenilmesine izin verilmiştir.
  • Ötanazi Düzenlemesi: Sayılan tüm bu düzenlemelere ek olarak kamuoyunda en çok yankı uyandıran değişiklik ise Kanun Teklifi’nin 5. maddesidir. Kanun’un belirli durumlar dışında hayvanların öldürülmesini yasaklayan 13. maddesinde değişiklik yapılmış, maddenin başlığı “Hayvanların Ötanazisi” olarak değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki şekilde iki bent eklenmiştir:
  • Bakımevine alınan hayvanlardan saldırgan olan, bulaşıcı veya tedavi edilemeyen hastalığı bulunan ya da sahiplenilmesi yasak olan hayvanlara yerel yönetimlerce ötanazi yapılır.
  • Sahipsiz hayvan popülasyonunun; kamu güvenliği bakımından tehlike oluşturmasına veya hayvandan hayvana ya da hayvandan insana bulaşan hastalıklann görülmesine, su kaynaklarının, yaban hayatının ve biyolojik çeşitliliğin zarara uğramasına sebebiyet vermesi halinde ilgili yerel yönetim tarafından sahipsiz hayvanlara ötanazi yapılabilir.

Kanun Teklifi’nin gerekçesindeAvrupa ülke örneklerine bakıldığında genel olarak; günümüzde sokaklarda sahipsiz hayvan bulunmadığı, sahipsiz hayvanların bakımevlerinde tutulduğu ve bazı ülkelerde belli bir süreye kadar sahiplendirilemeyen hayvanlara veteriner kontrolünde ötanazi yapıldığı görülmektedir. Avrupa’da 18. ve 19. yüzyılda başta kuduz salgını olmak üzere çeşitli sebeplerden dolayı, sahipsiz hayvanların sistematik operasyonlarla ve çoğunlukla silah veya zehir kullanılarak itlaf edildiği yayınlarda geçmektedir. Avrupa’da olduğu gibi dünyamn birçok ülkesinde de itlaf etmek, popülasyonu sürekli kontrol altında tutmada yöntem olarak kullanılmıştır.” ifadelerine yer verilmektedir.

Ancak, özellikle 5. madde düzenlemesine gelen yoğun tepkilerden sonra Kanun Teklifi’nden “ötanazi” kelimesi çıkarılmış ve kediler kapsam dışı bırakılmıştır. Kanun Teklifi’nde ötanazi işlemlerinin veteriner hekimler tarafından yapılmasını düzenleyen Veterinerlik Hizmetleri Kanunu’nun dokuzuncu maddesinin üçüncü fıkrasına atıf yapılması kararlaştırılmıştır.

  • Hayvanların Bakımevi Dışına Bırakılması Yasağı: Kanun Teklifi’nin 6. maddesi ile Kanun’un “Yasaklar” başlıklı 14. maddesine ekleme yapılarak belediyelerin topladıkları hayvanları bakımevi dışına bırakmaları yasaklanmıştır.
  • Yerel Yönetimlere Öngörülen Yaptırımlar: Kanun Teklifi’nin 13.maddesi ile Kanun’un Ek 1 maddesinde yapılan değişiklikle yerel yönetimlerin yasaya uymalarının temin edilmesi amacıyla, hayvan bakımevlerinin kurulması için Kanun’da belirtilen kaynağı ayırmayan belediye başkanı ve meclis üyeleri ile ayrılan kaynağı hayvan bakımevi kurmak, sahipsiz hayvanları toplamak, rehabilite etmek veya sahiplendirilinceye kadar bakmak için sarf etmeyen ya da bu kaynağı başka amaçlar için sarf eden belediye başkanı ve belediye yetkililerine altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verileceği düzenlenmiştir.

3. Kanun Teklifi Hakkında Görüşler

3.1. Lehe Görüşler

Kanun Teklifi’ni destekleyen görüşe göre; artan sahipsiz hayvan popülasyonunun kontrol altına alınamamakta ve bu nedenle, toplumdaki bireylerin yaşam hakkı tehlikeye atılmaktadır.

Mevcut düzenlemede sahipsiz sokak hayvanlarının toplanarak rehabilite edilmesine ilişkin sorumluluk il ve ilçe belediyelerine verildiği hâlde işbu düzenlemenin uygulanabilirliği açısından gerekli denetim mekanizmaları yerel yönetimlerce tesis edilemediği, bu doğrultuda Kanun’un hayvanları korumak ve sorunlarını çözmek bakımından yetersiz kaldığı, sahipsiz hayvan popülasyonu sebebiyle; saldırı olaylarının, kuduz vakalarının, zoonoz hastalıklar ile maddi ve manevi kayıpların arttığı savunulmaktadır. Hayvan saldırısı sonucu yaralanan ve hayatını kaybedenlerin medyaya yansıyan haber ve görüntüleri toplumda infiale sebep olmaktadır.

Kanun Teklifi’ni destekleyenlerin düşüncesi; mevcut düzende uygulanan metodun toplum güvenliğini sağlamak için yeterli olmadığı yönündedir. Anılan metoda göre, sahipsiz hayvanlar belediyeler tarafından yakalanmakta, kısırlaştırılmakta ve daha sonra toplandığı yere bırakılmaktadır. Ancak sürü halinde yaşayan sahipsiz hayvanların kısırlaştırılmasının saldırgan davranışlarını azaltmadığı, bu davranışlara ilişkin bir etkiye sahip olmadığı hatta bazı durumlarda saldırganlığın da arttığını gösteren bilimsel çalışmalar olduğu ileri sürülmektedir. ABD, Japonya, İsveç, Norveç, Hollanda, İrlanda, İngiltere, Fransa, Finlandiya, Almanya, Çekya, Kanada, Avustralya gibi ülkelerin otoritelerinin, Türkiye’ye gidecek vatandaşlarını “saldırgan başıboş köpek çeteleri” ve “kuduz hastalığı” riski hakkında uyarması, bu durumun turizm gelirlerinin önemli bir gelir kalemi olduğu ülkemizin itibarı bakımından olumsuz bir izlenim yaratması endişesi de bir gerekçe olarak gösterilmektedir.

3.2. Aleyhe Görüşler

Kanun Teklifi’ne aleyhte görüş bildiren kitleye göre; yeni düzenlemeyle birlikte temelde ‘’hayvanları koruma’’ amacıyla tanzim edilen Kanun hayvanları koruma amacını kaybedecek ve tabiri caizse artık hayvanları insanlardan değil; insanları hayvanlardan koruyan bir yapıya bürünecektir.

Kanun Teklifi’ne karşı çıkanlar, sahipsiz hayvan popülasyonundaki düzensiz artışın asıl  sebebinin  denetim mekanizmalarının yetersizliği değil, denetlemekle görevli kurumların görevini gereği gibi yerine getirmemeleri olduğu görüşündedirler. Bu konuda,  kanunen yükümlü kılındıkları halde son 20 yıl içerisinde 1403 belediyeden sadece 322 tanesinde hayvan bakımevi kurulması, bunların kapasitesi sadece 105 bin hayvan ile sınırlı olması, ülkemizdeki sahipsiz sokak hayvanı sayısının  neredeyse 4 milyon  olması örnek verilmekte olup böyle bir tabloda mevcut hayvan bakımevlerinin sahipsiz sokak hayvanlarının bakımı ve rehabilitesini sağlayamakta yetersiz kalmasının doğal ve kaçınılmaz bir sonuç olduğu belirtilmektedir.

Kanun Teklifi’ne karşı çıkan görüşlerin en çok yoğunlaştığı nokta sahipsiz hayvanlara uygulanacak ötanazi uygulamasıdır. Kanun’un 13.maddesinde yapılmak istenilen değişiklikle saldırgan olan, bulaşıcı veya tedavi edilemeyen hastalığı bulunan, sahiplenilmesi yasak olan, kamu güvenliği bakımından tehlike oluşturan, hayvandan hayvana ya da hayvandan insana bulaşan hastalıkları taşıyan;su kaynaklarının, yaban hayatının ve biyolojik çeşitliliğin zarara uğramasına sebebiyet veren hayvanlara yerel yönetimlerce ötanazi uygulunabileceği düzenlenmiştir. Her ne kadar toplumsal tepkiler sebebiyle meclis görüşmeleri sırasında “ötanazi” kelimesi Kanun Teklifi’nden çıkarılmış olsa da metinde yalnızca bir kelime oyunu yapıldığı, ilgili düzenlemede sokak hayvanlarına Veterinerlik Hizmetleri Kanunu’nun dokuzuncu maddesinin üçüncü fıkrası hükümlerinin uygulanacağı kararlaştırıldığı için aslında üstü kapalı olarak ötanazi uygulamasına cevaz verilmekte olduğu ileri sürülmektedir.   

Ayrıca, sokak hayvanlarının kısırlaştırıldıktan sonra dışarı salınmayacakları ve zorla bakımevlerinde tutulacakları yönündeki düzenlemelerin de ülkemizdeki bakımevlerinin yetersiz şartları göz önüne alındığında hayvanlara eziyet niteliğinde olabileceği düşünülmektedir.    

Aleyhe görüş sahiplerinin bir diğer endişesi, sahipsiz hayvanların toplu halde itlafının veya ortadan kaldırılmasının doğanın dengesini bozacağı, sokaklarda böcek, fare ve değişik türden haşeratın kontrolsüz çoğalmasına, salgın hastalıkların artmasına sebebiyet vereceği ve kamu sağlığını tehdit edeceği endişesidir.

Bununla birlikte, devlet eliyle sahipsiz hayvanların toplatılması ve ötanazisine yönelik yapılan aktif girişimin, hayvanlara şiddet uygulayan, eziyet eden, canice davranışlarda bulunan ve öldüren insanların şiddet eylemlerinin önünü açacağı, bu kişileri cesaretlendireceği de düşünülmektedir.

Kanun Teklifi’ne karşı olanlara göre bu veriler; yeni düzenlemenin kabul edilmesi halinde, konrolsüz şekilde toplu hayvan itlafı, toplumda tehlikeli sayılan ırkların ötanazi yöntemiyle uyutulmaları, hayvanlara ve insanlara şiddetin artması gibi çok tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini ve yasanın maksadını aşan olaylara yol açabileceğini açıkça göstermektedir.

3. Diğer Ülkelerin Uygulamaları

Diğer devletlerin sahipsiz sokak hayvanlarına ilişkin uygulamalarına bakılacak olursa; İngiltere, Fransa ve ABD’nin bazı eyaletlerinde “Yakala-Kısırlaştır-Tut-Ötanazi Modeli” uygulanmaktadır. Ancak buna karşın; Hollanda, Avusturya, Yunanistan, Çek Cumhuriyeti, İtalya gibi çeşitli ülkelerde ise sahipsiz sokak hayvanlarına yönelik ötanazinin uygulanmamamakta, bu konudaki artan popülasyon sorunu, “Kısırlaştırma-Sahiplendirme-Kayıt Altına Alma” yöntemi ile çözülmektedir. Bu iki uygulama dışında; Almanya, Avusturya, Bolivya, Brezilya, Gambiya, Güney Sudan, Hindistan, İsviçre, İzlanda, Libya, Malezya, Meksika, Mısır, Papua Yeni Gine, Slovenya gibi sayıca fazla pek çok ülkelede ise hayvanların yaşam hakkı Anayasal düzlemde güvence altına alınmış ve ötanazi gibi uygulamalar kesin olarak yasaklanmıştır.

Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun

4. Görüşümüz

Toplum için risk teşkil eden ve kamu sağlığını tehdit eden hiçbir  olguyu görmezden gelmek doğru değildir. Ancak birlikte yaşadığımız tüm canlıların temel haklarını korumaktan ödün vermeyerek bilimsel bir yol haritasıyla sorunlara doğru çözümleri bulmak gerektiği de bir gerçektir.

Saldırgan veya hasta sokak hayvanlarını toplayarak barınaklara yerleştirmeyi ve ötanazi uygulamayı öngören bu düzenleme yerine rehabilite ve tedavi etme yöntemlerini denemek; barınakların sayısını artırmak ve fiziki koşullarını düzeltmek; kısırlaştırarak popülasyonu kontrol altına almaya çalışmak; gereğini yapmayan kurum ve kuruluşlara denetim uygulamak gibi hem insanlar hem de hayvanlar sağlıklı bir ortam yaratmak için alınabilecek pek çok farklı önlem bulunmaktadır.

Kanun Teklifi bir canlının yaşam hakkının elinden alınması gibi hayati bir konuyu düzenlemekte son derece muğlak kalmaktadır. Ötanazi konusunda her ne kadar kanunen birtakım kriterler belirlenmiş olsa da bu kriterlerin objektif şekilde uygulanıp uygulanmayacağı, denetiminin gereği gibi yapılıp yapılmayacağı, ötanazi işleminin ne şartlarda yapılacağı tamamen belirsiz olup toplumda tüm bu işlemlerin kontrolsüzce kapalı kapılar ardında yapılacağı düşüncesi oluşmuştur.

Sokak hayvanlarının sokaklardan çekilmesinin doğal dengeyi bozabileceği ve farklı hastalıkların yayılmasına neden olabileceği de oldukça haklı bir endişedir. Ayrıca ülkemizde son dönemde sokak hayvanlarına yöneltilen şiddet had safhaya varmış, kedi ve köpekleri boğarak, döverek öldüren ve hatta kedi köpek besleyen insanlara saldıran kişilerin görüntülerini basına yansımış ve kamu vicdanında onulmaz yaralar açmıştır. Bu kişilerin eylemlerini meşrulaştıracak her türlü aksiyondan kaçınmak ve bu eylemlerin tekrarlanmaması için hukuki ve idari önlemler almak elzemdir.

Kanaatimizce ne yazık ki Kanun Teklifi soruna bilimsel bir çözüm bulmaktan uzak olup sokak hayvanlarının denetimsiz bir şekilde yerel yönetimlerin inisiyatifine bırakılması Kanun Teklifi ile öngörülen düzenlemelerin kontrolsüz ve amacını aşan şekilde uygulanmasına sebebiyet verebilecektir.

Kaynakça

  1. https://www.barobirlik.org.tr/Haberler/hayvanlari-koruma-kanununda-degisiklik-yapilmasina-dair-kanun-teklifine-iliskin-hukuki-degerlendirme-84921
  2. https://cdn.tbmm.gov.tr/KKBSPublicFile/D28/Y2/T2/DosyaKomisyonRaporunuVerdi/71e4d42f-a1be-4bfc-bb60-999f63b7c860.pdf

Bu haberin/makalenin/çevirinin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.

Bunu Paylaşın