“Fırsatlar değerlendirilirse gemi inşanın geleceği parlak”

MDN İstanbul

Orta hızlı dizel motor segmentinde dünyanın en tanınan markalarından biri olan Yanmar motorlarının Türkiye ana distribitörü Arasmak Mühendislik şirketinin Yönetim Kurulu Başkanı Serkan Ay sektördeki son gelişmeleri değerlendirdi

Yanmar motorlarının her denizcinin arzu edeceği cinsten bir makine olduğunu kaydeden Serkan Ay, Yanmar’ın uzun yıllardır Türkiye’deki temsilciliğini yürütmekten mutluluk duyduklarını ifade eti.
“Dünyada büyük bir pazar payına sahip olan Yanmar, kendi segmentinde dünyanın en bilindik markaların başında geliyor. Dünyada orta-hızlı dizel motor segmentinde ve özellikle denizde çalışan Auxilary Engine’lerin büyük çoğunluğu Yanmar’a aittir. Çünkü gerçekten marka bilinirliği yüksek olmasının yanında çok kaliteli malzemeden üretilen bir makine. Kolay sökülüp takılmasının yanı sıra bakımı çok kolay yapılabildiğinden denizciliği iyi bilen herkesin çalışmak isteyeceği yüksek teknolojiye sahip bir makine olduğunun söylemeliyim. Denizde çalışan herkes Yanmar’ın ürettiği motorlardan memnun olduğundan ve repütasyonu yüksek olduğundan dolayı karada işlerde de tercih edilmeye başlandı.
Yanmar’ın 12 senedir distribütörlüğünü yapıyoruz. Satış, servis ve yedek parça tedariki başta olmak üzere bölgede Yanmar’ın bütün hizmetlerini biz veriyoruz. Karadeniz Bölgesi ve Orta Doğu’da bizim sorumluluk alanımızda bulunuyor.”

Türkiye’de 12 yılda 310

Yanmar motoru satıldı
Serkan Ay, Yanmar’ın Türkiye’de 310 adet ana makine ve jenaratör tedariki yaptığını belirtirken, bu başarının ardındaki en önemli sebeplerden birinin servis hizmetlerinin kalitesi olduğunun altını çizdi.
“Yanmar’ın dünyadaki yerleşik haldeki en büyük servis organizasyonu Türkiye’de Tuzla Tersaneler Bölgesinde bulunuyor. Herhangi bir tersanenin en ufak bir ihtiyacından 10 dakika içinde yetişebilecek kapasitedeyiz. Amatörüz, duygusalız, müşterilerle gönül bağımız var. Hiç bir müşteriyi kırmamak için gerekirse tulumu giyip kendim gidip sorunu çözüyorum.
Türkiye’deki denizle alakalı bütün müşteri portföyü Yanmar’ı mutlaka bilir. Bizim ürünlerimiz arasında; ağır hizmet segmentine giren, orta devirli, ağır yakıt yakabilen ve yüksek güçlü dizel jeneratörler ile orta güçlü ana makineler bulunuyor.”
2008’de tüm piyasaları olduğu gibi denizciliği de ciddi şekilde etkileyen büyük krizinden önce orta devirli ağır yakıtlı orta güçlü segmentte Türkiye’de piyasayı domine eden Yanmar, krizin hafiflemesiyle birlikte tekrar eski günlerdeki satış rakamlarına ulaşmayı hedefliyor.
“2008’den önce 400 ila 1000 kw arasındaki segmentte piyasanın nerdeyse yüzde 97-98’i bizim elimizdeydi. Geri kalan yüzde 2’si ise bizim iş yoğunluğumuzdan dolayı yetiştiremediğimiz makinelerdi. Bunun sebebi makinenin kaliteli ve fiyat açısından avantajlı olmasıydı. 2008 krizinden sonra el sıkışılmış, anlaşılmış 75 projemiz iptal oldu. Yalnız Yanmar diğer üreticiler gibi hiçbir zaman tersaneleri mahkemeye vermedi. Diğerleri tersanelerini ödediği peşinatlarını yakmanın yanında üstüne para talep ettiler. Yanmar’ın böyle bir kaydı olmaması bugün hala müşterilermizin gönül rahatlığıyla bize gelmesini sağlayan faktörlerden biri. Bu anlayış, Japon ana firmanın bizim görüşlerimizi alması sonucunda oldu. Bugün ise biz hala her tersanenin kapısını çaldığımız zaman geçmişten gelen bu iyi ilişkilerin meyvesini yiyoruz.”

“Devlet desteği olmadan
rekabet zor”
Beşiktaş tersanesinin siparişini aldığı 4+4 balıkçı gemisi projesinde makine tedarikçisi olarak hizmet veren Yanmar’ın, kendi segmentinde ülkeye gelen siparişlerin pek çoğunda yer aldığı görülüyor.
Türkiye’de gemi inşa sanayinin gidişatının olumlu olduğunu değerlendiren Sekan Ay, devlet desteğinden yoksun olmanın sektörün uluslararası rekabette yaşadığı en büyük dezavantajlardan biri olduğunu belirtti.
“Zaten inşa ettiğimiz gemilerin segmenti belli olduğundan yapabilieceğimiz işlere konsantre olmak gelecek açısından en iyisi. Bizim tersanelerimizin kapasitesi sınırlı olduğundan ülke olarak senede kaç gemi inşa edeceği bellidir. Örnek vermek gerekirse; ABD 2. Dünya Savaşı’na 1941 senesinde katıldı. Pearl Harbour’da batırılan donanmasının öcünü almak için Pasifik’te inanılmaz bir savaş gücüne girişti. Pasifik’e gönderdiği gemiler içerisinde savaş gemilerini desteklemek maksadıyla transport gemiler inşa etti. 4 sene içerisinde 18 Amerikan Tersanesi 2710 adet Liberty Class denilen transport gemisinde gemi üretmiştir. Bugün Türkiye’deki bir tersanede 10 bin tonluk bir tankerin inşası ise kapasiteden dolayı 10 ay sürüyor. Tersanelerimizin büyük çoğunluğu zaten bazı ihalelere giremiyor. Çünkü tersane alanları devletten belirli süre için kiralık olduğu için tersanlerimizin birçok kounuda eli kolu bağlanıyor.
Ekonomik açıdan baktığımızda ise bizim devletimiz sektöre hiçbir teşvik vermiyor. Bir örnek vereyim; geçen gün bir Hollanda tersanesi 10 tane gemi sipariş aldı. Projeye bir Türk tersanesi de teklif vermişti ancak Hollanda devletinin büyük miktarda teşvik sağlamasıyla Hollanda tersanesi projeye daha uygun fiyat teklifi verebildi. Aynı şekilde geçtiğimiz günlerde yapılan bir projede, İspanyol tersanesi devletten aldığı önemli bir teşvik sayesinde bizim tersanelerimizden daha düşük teklif verebildi.
Türkiye’de devlet garantisi olmadığı gibi bankalar da risk almak istemedikleri için Türkiye’de yapılabilecek birçok proje elden kaçıyor.”
Türkiye’deki tersanelerin alanları genişletmek ve kapasitelerini artırmak için birleşemsini pek mümkün görmediğini ifade eden Ay, askeri gemilerde sağlanan başarının offshore gemi inşa sektöründe de sağlanabileceğinin altını çizdi.
Avrupa’nın offshore gemi inşa sektöründe belirli segmentlerde Türkiye tersaneleriyle ilgilendiğini görüyoruz. Bunun sebeplerinin başında Uzakdoğu tersanelerinin iş yoğunluğu geliyor. Dolayısıyla rakibimiz olan Karadeniz tersaneleri Romanya, Ukrayna ve Gürcistan var. Ayrıca eski Alman teknolojisi sayesinde Polonya tersenaleri de önemli bir know-how’a sahip olduklarından Avrupa’nın en iyi gemi inşa ülkelerinden biridir. Ancak Polonya’nın 2004’te AB’ye girmesi ve oranın kurallarına uymak zorıunda olması Türkiye’ye olan iş akışını artırdı. İu an Avrupa’daki en aktif gemi inşa ülkesi Türkiye’dir. 4 ila 10 bin ton arası küçük gemilerde, iş kalitesinden dolayı Türkiye çok önemli bir marka haline geldi. Ancak daha güçlü olmamız için devletin sektörü teşvik etmesi gerekiyor. İşeklr artarsa teknoloji, ve know-how bu ülkeye gelecektir. Kendi tankını kendi gemisini üreten bir ülke kendi teknolojisini üretir hale geldiğinde büyük ihracat hedeflerine ulaşılabileceğine inanıyorum.

Bunu Paylaşın