Türkiye Danışma Komisyonu kurarak, armatör ve tersanelerin üst düzey yöneticilerini ve denizcilik alanında faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlardan gelen profesyonelleri ve uzmanları bir araya getiren Rina’nın, Türkiye’de denizciliğin kalkınmasına katkı yapabilmesini sağlamak amacıyla çözüm ve yöntemleri belirlemesi hedefleniyor.
Komisyonun yaptığı ilk toplantı öncesinde İtalyan Başkonsolosluğu’nda bir basın toplantısı düzenlenerek Rina’nın Türkiye’ye ve İstanbul’a yatırım yapma konusundaki istekliliği bir kez daha vurgulanmış oldu.
Rina Grup Yönetim Kurulu Başaknı (CEO) Ugo Salerno, komitenin daha çok denizcilik faaliyetlerine odaklanacağını belirterek, “Bu komiteden, Türkiye’deki sektörün ve sanayinin destekçisi olmak için buradaki hizmetlerimizi nasıl geliştirebileceğimize ilişkin tavsiyeler duymak istiyoruz” dedi.
Büyüme rakamları ilgi çekici
Türkiye’nin şu an dünyanın önemli ülkelerinden biri haline geldiğini ifade eden Salerno, dünyanın büyümesini dururken Türkiye’nin büyüyerek yoluna devam ettiğini söyledi. Türkiye’nin çizdiği yolun dünya ekonomisi için önemli bir yol olduğuna işaret eden Salerno, şunları kaydetti:
“Kalkınma alanında çok hızlı ilerliyorsunuz ve özelleştirmelerle beraber Türkiye’nin dışında da çok güven duyulan bir ülke haline geldiniz. Mesela, Türkiye’deki yabancı yatırımlar 2011’de yüzde 74 oranında artmış. Bu Türkiye’ye duyulan güvenin büyük bir göstergesi. Bu, hak edilen bir güven tabii ki. Ekonominiz 2011’de yüzde 8,5 büyüdü. Bu, inanılmaz bir büyüme.”
“Türkiye faaliyetlerimizi
2012’de yüzde 22 artırmayı
hedefliyoruz”
2011 yılında kurumsal yapılarında değişikliğe giderek dünyayı 6 bölgeye ayırdıklarını, İstanbul’u da Orta ve Doğu Avrupa bölgesinin merkezi olarak düşündüklerini anlatan Salerno, şöyle devam etti:
“Orta ve Doğu Avrupa, en hızlı büyüyen bölgelerden bir tanesi. İstanbul’u da bu bölgenin merkezi haline getirdik. Çünkü Türkiye aynı zamanda bir köprü vazifesi gördüğü için etrafındaki ülkelerin büyümesi için de çok önemli bir ülke olduğunu düşünüyoruz. Romanya, Bulgaristan, Kazakistan gibi ülkelerde faaliyetlerimiz var ve bütün bu bölgedeki faaliyetlerimizin koordinasyonu için biz İstanbul’un gerçekten önemli bir merkez olacağına inanıyoruz. İstanbul bu bölgelerin tam ortasında ve gerçekten koordinasyon görevini çok iyi görecek.”
Türkiye için çok iddialı planları olduğunu söyleyen Salerno, 2012 yılında Türkiye faaliyetlerini yüzde 22 oranında artırmayı planladıklarını kaydetti. Türkiye’de, özellikle altyapı, enerji ve çevre projelerinde çalışan D’Appoloni şirketinin de yüzde 80’inin şu anda Rina’ya ait olduğunu ifade eden Salerno, Çin, Kore, Hindistan ve Kuzey Afrika’da bulunan danışma komitelerinin ardından Türkiye’de oluşturulan Danışma Komitesi’nin daha çok denizcilik faaliyetlerine odaklanacağını, Rina’nın adının duyurulması ve Türkiye’deki varlığının güçlendirilmesi için bu komitenin yapacağı çalışmaların çok önemli olduğunu dile getirdi.
Salerno, Türkiye’nin pek çok ülke için bugün örnek olabilecek bir ülke olduğunu vurgulayarak, “Türkiye hem armatör grubu hem de yüksek kalitede gemi yapımı anlamında önemi gittikçe artan bir denizcilik ülkesi. Rina, gemi, yat ve ilgili denizcilik hizmetlerinin uluslararası sınıflandırması ve belgelendirmesi ile mühendislik danışmanlığı alanlarında Türkiye’de zaten kuvvetli. Güçlü yerel ortaklarla çalışacak olmamız karşılıklı fayda sağlayacak. Türk denizcilik sektörüne enerjimizi ve uzmanlığımızı getiriyor olacağız” ifadelerini kullandı.
Kaptanoğlu: “Türkiye’ye
duyulan güvenin işareti”
Kaptanoğlu Holding Üst Yöneticisi (CEO) ve Rina Grup Türkiye Danışma Komitesi Başkanı Şadan Kaptanoğlu da yaşanmakta olan küresel sıkıntılardan deniz taşımacılığının da payını aldığını söyledi. Türkiye’nin gemi sahipliği açısından 12’inci sırada bulunduğunu ifade eden Kaptanoğlu, Rina’nın bu atılımının, gelişme beklentisi anlamında bir sinyal ve Türkiye’ye verilen önemin bir işareti olduğunu kaydetti.
Türkiye’nin hala büyüyen bir denizcilik ülkesi olduğuna değinen Kaptanoğlu, “Hala yapılacak çok fazla şey var. Rina ve İtalya bizim için çok güzel ortaklar oldular. Eminim ki bu ortaklık, enerji, altyapı, güvenlik ve çevre alanlarında da devam edecek. Belki diğer sektörlerde de sürecektir. Aynı bölgenin insanlarıyız. Birbirimizi anlıyoruz. Bu zamanlar, bir araya gelmemiz gereken zamanlar. Güçlerimizi birleştirirsek daha güçlü çıkarız bu dönemden. Komite olarak umuyoruz ki birtakım fikirleri ortaya çıkarabiliriz. Rina’dan bir şeyler öğreniriz, Rina da bizden bir şey öğrenir ve daha fazla işbirliğine imza atılır” değerlendirmesinde bulundu.
İstanbul stratejik nokta
Rina Grup Orta ve Doğu Avrupa Bölgesi Başkanı Cesare Murgia ise İstanbul’u bütün bölge ülkelerine açılan bir kapı olarak gördüklerini belirterek, “Aynı zamanda bu ülkelerin kültürel ve iş dünyası kökleri açısında da Türkiye’yle kuvvetli bir ilişki içinde olduklarını görüyoruz. O yüzden İstanbul’u ve Türkiye’yi bütün bu bölgelere açılabilecek önemli bir merkez olarak görüyoruz” dedi.
Murgia, 2012 yılında Rina Grup’un öngördüğü 300 milyon euroluk ciro içerisinde, Türkiye’den kontrolü yapılan bölgesel ağın cirosunun yaklaşık 13 milyon euroya tekabül etmesini beklediklerini, bunun 6 milyon eurosunun ise doğrudan Türkiye’den geleceğini belirtti.