MEHMET SÖNMEZ

MDN İstanbul
Eurobank Tekfen Genel Müdürü Mehmet Sönmez son ekonomik gelişmeleri ve denizcilik sektörüne ilişkin hedeflerini MarineDeal News‘e anlattı

1) Küresel krizi aşmak için ABD’de ve Avrupa’da finansal sistemin değişimi ile ilgili çok önemli kararlar alınıyor. Özellikle bankacılık sektörüne yönelik atılan adımlar var. Geçtiğimiz günlerde Devlet Bakanı Ali Babacan da bu sürecin dışında kalınmayacağı ve bankacılık sektörüne yönelik bazı düzenlemelerin gündemlerinde olduğunu açıkladı. Bir bankacı olarak bütün bu gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
2001 krizinden sonra yapılmış olan düzenlemeler ve bankacılar olarak yaşananlardan almış olduğumuz derslerle 2008’in ikinci yarısından bu yana yaşanmakta olan finansal krizin olumsuz etkilerini Türk Bankaları olarak oldukça iyi yönettiğimizi düşünüyorum. Sektörün konsolide sermaye yeterlilik rasyosu halen yüzde 20 seviyesinde olup, yüzde 8 olan Basel II standardının oldukça üzerindedir.
Dünyada tüm bankalar büyük zararlar açıklarken Türk bankaları 2009’da net kârlarını yüzde 50 artırmıştır. Bu da bankacılık sektöründeki sağlamlığımızı ortaya koyan başka bir göstergedir. Bankalarda sistemik risklerin oluşmasını engellemek, bilançolarını korumak ve ileride benzer sorunların yaşanmasına engel olmak amacı ile Amerika ve Avrupa’da oligopolistik yapının neden olduğu risklerin ortadan kaldırılmasına gidilerek “batamayacak kadar büyük” bankalara yönelik düzenlemeler yapılmıştır.
Türkiye’de de bankacılıkta varolan rekabetçi yapının daha da fazla desteklenmesine yönelik olarak Devlet Bakanımızın açıkladığı doğrultuda düzenlemeler yapılması gündeme alınmıştır. Mevcut yapıda, ülkemizdeki bankacılık sektörü Avrupa ile karşılaştırıldığında daha dağınık bir pazar yapısına sahip olduğu görülmektedir.
Piyasamızdaki mevcut yapının sistemik bir risk yaratmadığını düşünüyorum. Ancak tüm dünyanın gündemindeki düzenlemeler paralelinde, piyasa dinamikleri mutlaka gözetilerek yapılacak düzenlemelerin sistemin sağlığı açısından yararlı olduğu inancındayım.

2) Başta Yunanistan, İspanya ve Portekiz olmak üzere AB ülkelerinin yaşadığı borç krizinden dolayı Euronun değer kaybetmesi, ihracatının yarısından fazlasını Euro olarak yapan Türkiye’yi nasıl etkileyecek?
IMF ve Dünya Bankası tahminleri paralelinde Avrupa Birliği’nde büyüme beklentisinin düşük gerçekleşmesi halinde ihracatımızın 2010 yılında olumsuz etkilenmesi muhtemel gözükmektedir. Özellikle ihracatının yüzde 81 ve yüzde 71’ini Avrupa’ya yapmakta olan hazır giyim ve otomotiv sektörlerinin dolar bazında ihracat rakamlarının etkilenebileceğini söyleyebiliriz.
Ancak Avrupa Birliği’ne yaptığımız ihracat içinde bu 3 ülkenin payının yüzde 5’i geçmemesi, Avrupa’nın tersine Türkiye’deki iç piyasada tüketim eğiliminin artış trendinde olması ve büyüme beklentileri, olumsuz havayı hafifletici yönde bir etki yaratmaktadır.

3) Türk bankacılık sektörü 2010 yılının ilk çeyreğinde çok iyi kârlar açıkladı ve ilk çeyrekte krediler de önemli büyümeler görüyoruz. Kredilerde yaşanan artış sürecek mi? İlk çeyreğe de bakarak ekonomik büyümenin hangi sektörlerde daha fazla olmasını bekliyorsunuz?
Bankacılık sektörünün 2009 yılında gösterdiği büyüme performansı 2010’un ilk çeyreğinde de olumlu büyüme ve kar rakamları elde etmesine neden olmuştur. Küresel krizin olumsuz etkilerinin 2010 yılında da devam edecek olmasının, sektörde artan rekabet ile birlikte kar beklentilerinin azalan bir büyüme trendi göstermesine neden olacağını düşünüyoruz.
İlk çeyrek performanslarına baktığımızda özellikle turizm, perakende ve madencilik sektörlerindeki büyümenin diğer sektörlerden daha yüksek gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Aynı şekilde inşaat ve tekstilin de tekrar canlanacağını öngörüyoruz.

4) İlk çeyrek itibarıyla Eurobank Tekfen’in finansal sonuçlarını değerlendirir misiniz? (Aktif büyüklük, kârlılık vb.) Banka olarak 2010 hedefleriniz neler? Hangi sektörlerde etkinliğinizi artırmayı hedefliyorsunuz?
Eurobank Tekfen olarak 2009 sonunda 4 milyar TL’lik aktif büyüklüğe ulaştık. 2009 yılı karımız 26 milyon 900 bin TL olarak gerçekleşti. Sermaye yeterlilik rasyomuz yüzde 23 oldu ve 2010 ilk çeyreğinde de öngördüğümüz şekilde performans gösterdik.
Türkiye’de büyümenin lokomotifinin KOBİ’ler olduğunu düşünüyoruz ve 2010 birinci çeyrekten itibaren ve önümüzdeki beş yıllık dönemde ülkenin tekrar büyümeye geçmesiyle birlikte, KOBİ’lerin bankacılık sektörünün gözdesi ve amiral gemisi olacağına inanıyoruz. Perakende bankacılıkta ise altyapımızı tamamladık. Eurobank Tekfen olarak 2010 ortalarından itibaren perakende bankacılıkta aktif olarak yer alacağız. Halihazırda devam eden ekonomik krizin etkileri aşağı yukarı her sektörde görüldü. Ancak şunu söyleyebilirim ki; turizm, perakende ve enerji sektörleri bu krizde büyüyen sektörler olarak bizim de öncelikli hedeflerimiz arasında yer alıyor.

5- Denizcilik Türkiye’de hızla önem kazanan bir sektör. Sizin de ana hissedarınızın ülkesi Yunanistan’ın da lokomotiflerinden biri. Banka olarak bu sektöre yönelik kredi veriyor musunuz? Denizcilik sektörüyle ilgili hedef ve beklentileriniz neler?
Ülkemiz, Asya ile Avrupa arasında bir köprü vazifesi görmesi ve üç tarafının denizlerle çevrili olmasına rağmen denizcilikte maalesef geride kalmış durumda. Denizcilik sektörümüzün bu özel konuma rağmen Güney Avrupa ile kıyasladığımızda oldukça gerilerde kalması üzüntü verici.
Genel olarak firma ve filo sayısının azlığı ve limanlarımızın teknik altyapı yetersizlikleri, büyüme önündeki engeller olarak dikkat çekiyor. Bununla birlikte, küresel krizin etkilerinin ülkemizde Avrupa’ya oranla daha hızlı hafiflemesi ve büyüme trendi, denizcilik sektöründe de gözle görülür iyileşmeler sağlamıştır.
Bankamızın global anlamda bu sektörde edinmiş olduğu tecrübe ile ülkemizde denizcilik sektörüne olan desteğimizi artırmayı hedefliyoruz.

Bunu Paylaşın